Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hikâye: Mümteni Aşk

Resim
Bir mehtap akşamı ay saçlarını denize sermişti. O güzel zülfler kıvrım kıvrım kıvranıyordu ipeksi dalgaların üzerinde. Dalgaların sessiz iniltisi ruhumu okşuyordu, bense bu okşamanın verdiği rahatlıkla kahvemi yudumluyordum. Gün boyu masaya çakılamadım. Daktilo bugün bana küstü onunla ilgilenmediğim için. Gönlünü almam gerek sadık dostumum. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan bana hüzünlü gözlerle acıyan vefalı arkadaşım. Bugün ne yazsam diye çok düşündüm. Sadık dostum size bir şeyler anlatmak için çok sabırsız yerinde duramıyor adeta kıpır kıpır. Bildiğim, yakından tanık olduğum bir aşk hikayesini anlatacağım size. Bu hikâye aşk hikayesi midir yoksa gönül kırgınlığı mıdır siz karar vereceksiniz. Beni derinden etkileyen insanı karanlıklarda boğan adeta zindana hapseden o hikâyeye başlayalım. Recai, bir postanede kâtip olarak çalışıyordu. Recai, 31 yaşlarında hafif bodur kilosu hallice yerinde olan ela gözlü, kumral saçlı bir adamdı. Evden işe işten eve koşturan fazla sosyal...

Hikâye: Bir İş Mesaisi

Resim
  Bir İş Mesaisi Gecenin mahmurluğu hâlâ üzerimdeyken telefonumu elime alıp saate baktım. Alarmın çalmasına daha 10 dakika vardı. Bu sefer hadi dedim erken kalkayım fakat yorganım beni bırakmayıp daha çok sarıp sarmalıyordu. Yorganımın verdiği o yumuşak sıcaklığı ben de bırakmak istemiyordum ama bırakmak zorundayım. Var gücümle yorgana bir tekme savurdum ve kendimi ondan kurtardım. Oda içimi titretecek kadar soğuktu. Şimdi kim gidecek de banyoya buz gibi suyla yüzünü yıkayacaktı. Banyoya zorla da olsa girdim, su buz gibiydi, çabucak elimi, yüzümü yıkadım. Bir de hızlıca dişlerimi fırçaladım, suyun soğukluğundan dişlerim kamaştı. Saate tekrar baktım vakit çoktan gelmiş, hemen evden çıkmam gerekiyordu. Kahvaltı yapmaya vaktim kalmadı, yine Nuri Amca’nın poğaçalarına talim edeceğiz. Evden çıktım, hızlıca kapıyı kilitleyip merdivenlerden seke seke indim. Nuri Amca’nın dükkânı hemen evimin sokağının başındaydı. Yine gözümün garipsemediği, alıştığı o malum sıra vardı dükkânın önü...