Öykü: Bedende Durmayan Ruh: Selim'in Ayasofya Çıkmazı

O günden sonra kendimi bir türlü toparlayamıyordum. Yaşadıklarım, gördüklerim zihnime, bedenime, kulağıma rahat vermiyor; beynimde bir uğultu bedenimde bir sızı olarak devam ediyordu. Tâ ki cevapları bulunca bu işkenceden kurtulabilecektim. 20 Ekim Pazar günü. Kültür gezisi bu günde yapılacak ve sadece birkaç gün kaldı. Buna hazır mıyım bilmiyorum, içimde bir huzursuzluk bir tedirginlik var. Sanki yaşadıklarımın devamı olacak bitmemiş gibi hissediyorum. Aklıma geldikçe huzursuzluğum artıyor, vücudumdan bir şeyler beni aşağı çekiyor gibi hissediyorum bayılacak gibi oluyorum. O fotoğraflar nasıl gerçek olabilir? Hiçbir gerçek beni bu kadar ürkütmemişti. Gecenin bir vaktinde tek başıma Ayasofya'da ne işim vardı? Peki ya o yer... dilim bile söylemeye ürküyor. De... deh... dehliz... Onlar da gerçek miydi? Görüntüler aklıma geldikçe boğazım kuruyor, nefesim daralıyor, başımdan boncuk boncuk terler akıyor. İnandığım, beni rahatlatan tek şey bunların gerçek olmamasıydı. Peki ruhum bedende...