Boşluk: Kısa Bir Hikaye


Aylardır yazmıyorum sebebini ben de bilmiyorum. Yazmak mı istemedim yoksa yazacak bir şey mi bulamadım bilmiyorum. Bugün bir kafeye gittim her tarafı kat kat raflarla dolu raflarda sıra sıra kitaplar vardı. Bir kitap aldım sayfaları çevirdim okumaya başladım. Okudukça sayfaları çevirdikçe çevirdim. O sırada kahvem geldi biraz yudumladım. Sonra okumaya devam ettim. Yazılar gözlerimde uçuşuyordu. Bir süre sonra okumayı bıraktım. Etrafı seyretmeye başladım, dışarıdaki ağaçların hışırtısını, kuşların cıvıltılarını dinledim. İçimde anlam veremediğim bir boşluk oluştu. Anlamlandırmaya çalışıyorum ama olmuyor. Kahvemi yudumlamaya devam ettim. Sütlü severim kahveyi. Kaymak oluşmuş kaymağı yakalamaya çalıştım bir türlü gelmiyor. Geriye kaçıp duruyor. Birden hüpürtettim dudağımın alt tarafına yapıştı. Usulca peçeteyi aldım etrafı gözleyerek. Biri gördü mü acaba diye düşündüm. Umarım gören olmamıştır. Kalkmak üzere hesabı istedim. Hesap defterini açtım biraz da bahşiş bıraktım, sonra içimdeki boşlukla beraber kafeden ayrıldım.  Bugün bunu yazmak istedim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İlk Yaram

Kırgınım

Anlaşılmak