Bir İş Mesaisi Gecenin mahmurluğu hâlâ üzerimdeyken telefonumu elime alıp saate baktım. Alarmın çalmasına daha 10 dakika vardı. Bu sefer hadi dedim erken kalkayım fakat yorganım beni bırakmayıp daha çok sarıp sarmalıyordu. Yorganımın verdiği o yumuşak sıcaklığı ben de bırakmak istemiyordum ama bırakmak zorundayım. Var gücümle yorgana bir tekme savurdum ve kendimi ondan kurtardım. Oda içimi titretecek kadar soğuktu. Şimdi kim gidecek de banyoya buz gibi suyla yüzünü yıkayacaktı. Banyoya zorla da olsa girdim, su buz gibiydi, çabucak elimi, yüzümü yıkadım. Bir de hızlıca dişlerimi fırçaladım, suyun soğukluğundan dişlerim kamaştı. Saate tekrar baktım vakit çoktan gelmiş, hemen evden çıkmam gerekiyordu. Kahvaltı yapmaya vaktim kalmadı, yine Nuri Amca’nın poğaçalarına talim edeceğiz. Evden çıktım, hızlıca kapıyı kilitleyip merdivenlerden seke seke indim. Nuri Amca’nın dükkânı hemen evimin sokağının başındaydı. Yine gözümün garipsemediği, alıştığı o malum sıra vardı dükkânın önü...